· 3 Şubat 2012 Tarihinde İrfan Dayıoğlu’ nun 40 yıllık devrimci yaşamımın muhasebesi başlıklı yazı dizisini okuduktan sonra kendisine bu yazıyı göndermiştim.
o Değerli hocam sevgili ağabeyim 40 yılımın hesabı başlıklı yazını çok beğendim işte şu ana kadar istediğimiz beklediğimiz yazı buydu tepede olduklarını sananlar seninde dediğin gibi hiçte ak kaşık olmadıkları ortadadır bunları söylediğimizde ille de birinin yanında olmakla suçlandık. Ben ve ailem asla kimsenin yanında değiliz bizler 22 Ocakta yükselin mezarı başında toplananlar bu dava uğruna kelle koltukta inancı uğruna mücadelesini sürdürmüş bunun neticesinde hapishanelerde zindanlarda bedellerini ödemiş ama ununu eleyip eleğini asmış kişiler bir inancı bir düşünceyi ve ideali tüm güzellikleriyle yaşadığı bilinciyle Şimdi bir sıla özlemi ve devam eden bu dostluklarin devamı anlayışıyla ömrümüz yetiğince bir araya gelip acısıyla tatlısıyla o güzel yıllarımızı yâd etmeye devam edeceğiz işte tamda bu noktada yapılması gereken ve senin yaptığını yaparak tarihe temiz anılar bırakarak gerektiğinde öz eleştiri gereğinde hesap vererek gelecek neslin yoluna ışık tutma görevimizi yerine getireceğiz Bu anlamda seni kutluyor büyüklüğünden dolayı önünde saygıyla eğiliyorum. Özellikle ben sendikacılığımın dışında örgütün hiçbir yerinde olmadım kimseyi tanımadım bir kez İbrahimi bir kerede engini tesadüfen tanıdım herkesin verdiği mücadeleye saygı duyuyorum. Beni ağabeyim kadar sevdiğim kişi kadar kimse yaralamadı Cahit ÇELİK beni Mihraç Ural in adamı yaptı. Suriye devriminin acil sorunlarıyla uğraşan Biz Türkiyeli Araplar bundan böyle size edeceklerimizi siz düşünün diye Türk halkına ve devrimcilerine tehdit savuran kişiyle benim asla işim olmadı olamaz ama insanlıkta maalesef ölmedi. Hatay gezimde saygı gördüm hürmet gördüm insanlık gördüm bunu da söylemekten asla geri durmam onur duyar anlatırım ben yüksel Eriş in kardeşiyim isterim ki bu kavgalar çirkinlikler son bulsun senin bu tarihle hesaplaşman diğerlerine ders olur onlarda tarihle yüzleşme cesaretini kendilerinde bulurlar
o Saygılar sevgilerimle
Sanıyorum bugünkü yazısı bu serinin sonuydu İrfan dayıoğlu kendisinin de dediği gibi kendi başına yaptıkları bir örgütün yapabileceklerinden daha fazla şeylerdi yani bu denli meziyetli ve inançlı insan bile birilerine birilerine omuz dayamak zorunda kalmış olmalıki kendi başına yapmış olduğu mücadelesini anlatabileceği bir blog veya sayfa açmak yerine başkalarının bloğunda kendini anlatmak ihtiyacı duymuş. Kınamıyorum ama yadırgıyorum. Nedeni ise birinin himayesinde yapmış olduğun herhangi bir şey neticesinde istediğiniz kadar tarafsız olduğunuzu söyleyin eninde sonunda o kişiye teşekkür mahiyetinde bir övgü döşenmiş olursunuz ve dayıoğlu da bu güzel yazı dizisinin son yazısında bu ahtı vefayı küçük bir övgüyle gerçekleştirip teşekkürünü borç bilmiş.
Kalemi bu kadar güçlü kişilikler kendi işlerini kendileri görebilirler diye düşünüyor ve kimseye borçlu kalmamak adına kendi bloglarını kurmalarını öneririm. Mihraç Ural kendisi hakkında söylenen her görüntü ve yazıyı derhal sayfalarına taşıyıp bundan yarar sağlamayı görev bildiği gibi Enginin Erkiner in sayfasında da durum Boklunun sidikliye mana bulduğu bu kavga ortamında kim karşısındakilere laf çakıyorsa sayfasında yer alabilip yayınlanabiliyor ve dünya sadece bu iki linin üzerinden dönüyormuş gibi anlatılıyor dünyada sınıf çelişkisini bitirip tek çelişki bu ikilinin arasında sürmektedir. Bana göre artık teşhir olması gerekenler yeteri kadar oldu öyle ki bizim dışımızda olan insanlar bile artık “Acil “ deyince bırak ya deyip birbirlerini küfür kâfir konuşmalarıyla teşhir edenleri vasıflarıyla sayıyorlar tabi ki ardından sizleri tenzih ediyorum demekten de çekinmiyorlar yani herkes her şeyi artık iyice biliyor ayrıt edebiliyor bu anlamda İrfan dayıoğlu kendi blok sayfasını kurup ( mimoza lar) dışında artık okunur bir blok yaratıp orda olması zamanı gelmiştir diye düşünüyorum Kendisine mücadelesine ve yazmış olduğu ve de herkese örnek olmasını bundan böylede Türkiye devrimci mücadeleye ışık tutacak ve tüm parçalanmışlığın birleşmesi adına yazılarının devamını bekliyoruz.