8 Şubat 2012 Çarşamba

AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ





Ayni şeylerin tekrar yazılmasına karşı olduğumdan 22.ocak 1977  yılının yani Yüksel hocanın ölüm yıl dönümünün anma toplantısıyla ilgili yazılar özgür medyada yayınlandı  o yazıda  aslında  her şey yazılmıştır. Bu  anmayla ilgili  bir iki  kelimede ben edeyim. Önce şunu  söyleyeyim her defasında bana da dil uzatarak polemik içine çekmeye  çalışan kendinin  de dediği gibi masalcı olan bir  şahıs oradaki güzelliği bile kirletmeye  çamurlamaya kendine pay çıkarmaya çalışmıştır. Ama artık birlikte olduğu kişiler tarafından bile makaraya alındığını göremeyecek kadar görme özürlü olan Cahit Çelik  Eşber Yağmurdereli  ağabeyimize bile dil uzatıp körün eline karanfil vermişler gibi kelimeler  kullanıp  ne kadar  aciz olduğunu bir kez daha ortaya  koymuştur.
Evet  21.0cak 2012 tarihinde Avrupa dan ve Türkiye nin değişik yerlerinden gelen ve geçmiş tarihine saygı duyan ve bu tarih içerisinde örnek olmuş gerçek önderlerine saygılarını sunmak yad etmek için önce Feriköy Mezarlığında  Yüksel ERİŞ in kabrini sonra Kimsesizler  mezarlığında Nebil Rahuma nın kabrini ziyaret ederek  geçmişte Siyasi hareketleri adına yaptıkları her gün her saat her dakikalarıyla onur  duyduklarını yaptıkları her şeyin hesabını vermek suretiyle  "hapis yatmak dahil " tüm hesaplarını kapattıklarını  unların elenip duvara asılan eleklerinin düşünce olarak sapa sağlam durduğunu ve bu duyguların bunca  çirkeflik ve  pislik içerisinde Yüksel ERİŞ ler sayesinde tertemiz vede anmaya  değer duygular olduklarını  birliktelikleriyle ortaya koymuşlardır. Mezarlık dönüşü bu arkadaş gurubunu temsilen Görme engelli olmasına rağmen  beş kat çıkarak

Yüksel ERİŞ adına Annesine babasına Taziye ziyaretine Eşber Yağmur dereli, Ayşe Meral, Eriş Çeliker ve Mürüvvet Çiller katılmışlardır.
 Daha sonra çok uzaklardan katılan dostlar sohbet edebilmek adına Mimar ve Mühendisler  lokalinde geçmişi yad edip sohbet etmiş Herkes geldiği yere dönmeden önce birlikte yemek yenilmiştir .
Korkaklar çirkefler  bu cesareti gösteremeyecek kadar kirlendiklerinden artık bu güzel  birliktelikte yer alamamaktadırlar . Aslında  köpekler gibi pişmanlar ama  bir kez  bulaştılar çamura bulundukları bataklık onları artık bırakmıyor.
`35 yıl önce 21 Ocak`ta Yüksel ile buluşmamız vardı` diyerek söze başlayan Eşber Yağmurdereli, `Yüksel hayatında belki ilk defa verdiği sözü tutamadı, buluşma yerine gelemedi. Sonradan öğrenecektik ki, Yüksel artık hiç gelemeyecekti. Ancak, bugün yüzlerce, binlerce genç Yüksel Eriş`in hayatını feda ettiği devrim yolundan yürümeye devam ediyorlar` dedi.

Yüksel Eriş`in hayatını kaybettiği patlamada yaralanan Yener Orkunoğlu söz alarak duygularını dile getirdi. Yener Orkunoğlu, `Devrimciliği, eleştirel ve analitik düşünmeyi Yüksel`den öğrendim. Onu tanıdığım, onunla yoldaşlık ettiğim için çok mutluyum.` diyerek, yoldaşına bir kez daha `elveda` demenin hüznüyle konuştu.

Cahit Çelik bu buluşmayı bile kendiyle özleştirerek Kör adamın eline  karanfil vermişler utanmadan yollara dökmüşler gibi kendine yakışır tarzda yorumlamıştır
Cahit bir zaman lar birlikte hapis yatıkları “ Engin Erkiner , İbrahim Yalçın , Haydar Yılmaz “a  ne kadar pislik ve tutarsız olduklarını gördüğüm ve yüzlerine de söylediğim  Sizlerle tuvalete bile gitmem dedim diyordu ama şimdi bakıyoruz  kendine ters gelene Haso hiso memo  diyor tuvalete bile gitmem dediği mama kaynaklarına da  ibo cuk Engincik diyerek oturduğu yeri kaybetmemek için masal dediği temcit pilavı gibi tekrarladığı kes kopyala tekniği ile uydurma masala devam ediyor. Hatta onlar  (cuk cikler) yazılarına ara verince kendi de yazı tatiline  çıkı veriyor bu uyuma hayran olmamak elde değil.
Engellilere saygısı olmayan onlara  kör  cüce bücür diyerek rencide ettiğini sanan , cinsiyet ayrımcılığını sonuna kadar  ortaya koyarak  ibneler dönmeler vs diyerek konuşan. Kadının Yaşam tarzına  saygısızlığını  kadınlarımızın tamamını  potonsiyel  orospular gibi görerek(anasının ve bacısının da kadın olduğunu  unutarak) kaltaklar kancıklar vs diyerek  kendini yücelttiğini sanarak onları  kötülemektedir .
Bir insanın  ailesinden bir güzel kelime öğrenemediğinin göstergesi olarak birtek güzel kelime kullanamadan sürekli  belden aşağı konuşan ki (çok normal G.O.P okulunda deli divane gibi bir bayan öğretmenin ardından koşmasına rağmen pısırıklığından dolayı  reddedilen evlenmeyi bile beceremediğinden içinde siğme soğma uhde olarak kalan bu  zavallı adamın konuşmalarının da  bu  olması normal karşılanmalıdır.
Bir eski dost cahite bir şans tanı aslında seni kaybettiği için böyle davranıyor dedi ama görüyorum ki Hüseyin dik durmasını biliyor diyen kendine ters geldiğimde de beni Mihraç Ural a endeksleme gayertine giriyor yani Cahit beni kendine rakip görüp her yazısında bana da mutlaka bulaşıyor.
İşte tam burada Yazımın başlığı  geliyor gündeme

 AYİNESİ  İŞTİR KİŞİNİN LAFA  BAKILMAZ 

tüm yazılarında  Cahit  şuur altında kalanları  resimlere ve  yazılarına  döküyor  onu da böyle idare edeceğiz  zira  buda bir hak  kendi böyle düşünüyor tercih onun.

Kırk yılın hesabı başlıklı yazısıyla son günlerde  güzel bir ders anlamında çıkış yapan ve kendisine çok beğendiğimi belirttiğim bir dost sevgiden yoksun ağzı sadece  küfür kafir yapanlara ders niteliğinde yazısıyla herkesin yapması gereken yolu  göstermiştir 
İrfan DAYIOĞLU diyor ki

13 yıldır içinde yer aldığım örgütümden uzaklaşıyordum. Bu uzaklaşmanın altında ideolojik bakış farkı ikincil plandadır. Güven yitimi ön plandadır. Birbiri için ölümlere giden yoldaşlık ilişkileri gitmiş, meşhur şark kurnazlığı olarak adlandırılan yoldaşın yoldaşının koyusunu kazdığı ilişkiler egemen olmaya başlamıştı. Benim için düşmanın eline silah verecek bilgiler verilemezdi. Bugün de böyle düşünüyorum. Ancak bazılarının ipliği bugün pazara çıkmıştır.
Bildiğim bir şey var seviyesizliklerin seviyesine inmemek gerek ve tartışmada seviyesizlere de bir seviye kazandırma amacı olmalıdır. Onların istediği seviyede tartışmak bize zarar verir. Bu tarihsel hesaplaşmada kullandığımız dilin iyi tutturulması gerekiyor. Eski yoldaşlarımızın insan olmaktan kaynaklı zaaflarını kullanarak, bunun üstünde bir hesaplaşmaya gitmek etik değildir. Hepimizin hataları, eksikleri, zaafları olmuştur ve vardır da. Bu geriliklerimizi birbirimize karşı kullanmak ahlaki olmaz.
Kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir. 
 Ben sadece inandığım gibi yazıyorum. Şu veya bu yoldaşı desteklemek için yazmıyorum. Yaptığım aslında kendimle hesaplaşmaktır. Sadece birilerinden hesap sormak için yazmıyor, kendimden de hesap soruyorum. Eğer birbiri için ölüme giden yoldaşlar topluluğundan, birbirini ajan, hain ilan eden bir topluluğa dönüşmüşsek bu sadece tek tek bireylerin suçu değildir. Diyor .
NOT: Her seferinde diyorum ben Örgütçü olmadım olamadım  O zamanlar tipi tanınmaya  çok musait , engelli olanları, pısırık ve korkakları  örgüte almazlardı  o anlamda ben benim merhaba dediğim kişilerin İtirtafçı, Polis , Muhaberat  Ajan örgütünü parayla satan veya bir fiske yemeden öttü denilen kişilerin ne olduğu ile ilgilenmem  ben Nasıl dil kullandıklarına geçmişine  ne kadar sahip çıktıklarına  ve de önceden dediğiyle şimdiki dediklerine uyuor mu yoksa çelişiyormu ya bakar ona göre arkadaşlık ederim.
Engin Erkiner in TKEP e geçmişliği  Mihraç Ural ın  Suriye devriminin acil sorunları savaşçısı olması da beni bağlamıyor  zira siyasi beklentim yok  Hasan Balcı  çok sevdiğim arkadaşım bu nedenledirki Cahit  tarafından Yoldaşımmış gibi lanse ediliyor.  Ama hasan dahi  Bu yazı çatışması içerisinde ayni dili ve tarzı  kulanırsa onu dahi bir kenara bırakır adını bir daha anmam.
Benim için Makbul olan Düşmanımın veya  rakibin bile yiğit olması edep  çerçevesinde olması ,İnsanların cinsiyet ,dil ,din.anayai bacıya ve yaşam  tarzına saygılı olarak  bilgi birikimi içerisinde  tartışması konuşmasıdır.
Hep derim yine diyorum  Ben Yüksel ERİŞ in kardeşiyim  yani  bir yerde  bir yazıda bir düşüncede ahlak yoksa biz o işin  içinde asla olamayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder